Sovyetler ve Fatsa - Fehmi İşleyen

FikriAbiBir iktidar organı olarak yerel Sovyetler deneyimi ve reel sosyalizm eleştirisinin de somutlandığı Fatsa deneyimi bugüne de devrim ve sosyalizm ufku taşımaya devam ediyor.

Kapitalizmin 20.yüzyılla birlikte tekelci aşamaya geçmesinin ardından, devletin değişen rolüne paralel olarak yerel donatım anlayışı da değişti.

Kapitalist toplumda devletin işlevi üretim ve yeniden üretim sürecinin koşullarını sağlamaktır. Doğrudan üretim süreciyle ilgili kararları alma yetkisi merkezi otoriteye aittir. Yerel yönetimlerse, üretim süreçleriyle değil, yeniden üretim süreciyle ilişkilidirler. Yeniden üretimin sürekliliği için gerekli olan altyapı, ulaşım, mekânın örgütlenmesi, genel sağlık ile değişim sürecinin ve tüketimin devamı için gereken çevresel önlemler, kapitalist toplumda yerel yönetimlerin işlevleri olarak şekillenmiştir.

Oysa yerel yönetim işlevi olan belediyeler emekçilerin toplumsal tüketim ihtiyaçlarının kendilerine dışsal bir “hizmet” alanı halinde örgütlenmesini gerekli kılmaktadır. Ancak kapitalizmle birlikte yerel yönetimlerin üretim süreçleriyle ilişkilerinin dolayımlaşması ve işletme tarzı bir işleyişe sokulması işlevinin sınırlandırılmasına yol açmıştır.

Kapitalizmin yerel yönetimler anlayışına karşı, iki farklı sosyalist deneyimin öne çıkartılması gelecek acısından önemlidir.

Bu deneyimlerden ilki olan Sovyet modeli, yerel Sovyetleri devletin sönümlenme sürecini hızlandırmak amacıyla kullanılabilecek başlıca kurumlardan birisi olarak görülmüştür. Sistem devlet işlerinin yerel birimlere devredilmesi ve bu birimlerin gönüllüler tarafından yürütülmesi ilkesine dayanır. Sovyet modelinin bir başka özelliği yerel Sovyetlerin aynı zamanda bir iktidar organı da olmalarıdır. Yani yerel Sovyetlerin yürütme kurulu hem kendi meclisine hem de bir üst Sovyet’in yürütmesine karşı sorumludur.

Ancak gerçekte Sovyetlere devredilen işlevlerin gönüllülerce yürütülmesi ilkesi kısmen gerçekleşmiş, yerel Sovyetlerin birer iktidar organı olarak varlıkları hem yerel hem de merkezi düzeyde ciddi bir ağırlık kazanamayarak giderek işlevsiz yapılara dönüşmüştür.

Kapitalist yerel yönetim anlayışına karşı diğer önemli bir örnek ise, aynı zamanda reel sosyalizmin bir somut eleştirisi olarak gelişen, Türkiye’de Fatsa örneğidir. Fatsa esas olarak dönemin anti-faşist mücadelesinde yerini alarak, anti-faşist bir mevzi olarak yerel yönetimin ilk örneklerinden oldu. Kurulan komiteler aracılığıyla halk yönetimlere katıldı. Bunun en çarpıcı örneği “çamura son kampanyasi”dır. Halkın o dönemde yerel yönetim birimlerinde kararlara aktif katılımı Fatsa’da tefeciliğe, karaborsaya mücadele edilmesini olanaklı kıldı. Fatsa bu özellikleri ile günümüzde alternatif bir yerel yönetim oluşturulmasının en önemli kilometre taşlarındandır. Bununla birlikte Fatsa toplumsal iktidar mücadelesi ile politik iktidar mücadelesini bir bütün olarak gören devrim anlayışının ve halk demokrasisinin en güzel örneklerindendir.

Bugün bunların kolayca tekrarlanmasını beklemek kuşkusuz doğru olmaz. O günün somut koşulları içinde ülkenin dört bir yanında gelişen devrimci hareketin ideolojik-politik hegemonyasının ve örgütsel gücünün bir sonucu olarak Fatsa, bugüne de bir devrim ve sosyalizm ufku taşımaya devam ediyor.

Fatsa’nın bu devrimci fikrini bugün yeniden üretmek ve yeni Fatsalar yaratmak kuşkusuz bu tarihin taşıyıcısı olan ÖDP’ye büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Tarihte hiçbir şey kendiliğinden olmuyor. Fatsa’yı Fatsa yapan büyük bir mücadeleydi. ÖDP, böyle bir mücadeleyi geliştirerek yeni Fatsalar yaratabilir. Geçtiğimiz hafta Tüzük Kongresi ile kendini aşma iradesini ortaya koyan ÖDP bu tarihsel deneyler ışığında önümüzdeki dönemde böylesi bir mücadeleyi sürdürmelidir.